MADE IN BOLU

 







   
 
  TÜRKİYE'NİN ON HARİKASI
TÜRKİYE'NİN 10 HARİKASI



Kapadokya: Başka bir gezegen gibi

Persçe’de Güzel Atlar Ülkesi demek olan Kapadokya, Joost Lagendijk için bu dünyaya ait değil. Adeta fantastik bir heykeltıraşın elinden
çıkmış bir hayal dünyası. Arhan Kayar ise hem tarih hem de coğrafi
bakımdan enteresan buluyor. Ara Güler, "Kapadokya öyle bir yer ki kendini dünyadan başka bir yerde hissediyorsun.

Aydaymışsın ya da günün geç saatlerinde ruhlar dolaşıyor gibi etrafında. Kendinizi orada yalnız hissetmezsiniz.
Sanki o ruhlar, peribacalarının içindeki kiliselere çağırır. Gizemli bir gezegendir" diyor.
Volkanik faaliyetler ve erozyon sonucunda oluşan peribacaları, ilk Hıristiyanların sığınağı oldu.
İşlenmesi çok kolay olan kayaların içine kazılan mağara kiliselerde birbirinden güzel fresklere rastlıyorsunuz.



Ayasofya: Kubbesi 900 yıl taklit edilemedi

Dünyanın 8. harikası olduğu söylenen, 532’de inşa edilen Bizans İmparatorluğu’nun İstanbul’daki şaheseri,
günümüze gelen ender eserlerden. Dış görünüşünün aksine içi, saray gibi görkemli ve göz alıcı.
Bizans döneminde çok büyük onarımlar gören, iki kez yeniden yapılan Ayasofya’yı,
16. yüzyılda Mimar Sinan ile 19. yüzyılda Fossati Kardeşler restore etti.

916 yıl başkilise, 477 yıl cami olan Ayasofya, Atatürk’ün emriyle müze yapıldı. 1930-1935 arasında ortaya
çıkarılıp temizlenen mozaikler de Bizans ve Osmanlı döneminin izlerini taşıyan muhteşem
mimarisiyle en çok ziyaret edilen müzelerimizin başında geliyor.


 


Hasankeyf: Bilim ve kültür merkezi

Bir zamanlar bölgenin bilim ve kültür merkezi olan Batman-Hasankeyf, sahip olduğu zengin tarihsel yapılar
nedeniyle 1981 yılında sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştı. 2006 yazında temeli atılan Ilısu
Barajı sularının altında kalma tehlikesi altında. Sadece tarihi kale ve 7 bin mağara sular altında kalmayacak.

Yerleşim bölgesi ve Hasankeyf’in simgesi haline gelen Dicle Nehri üzerindeki 12. yüzyıldan kalma Ortaçağ’ın en
büyük taş köprüsünün, Raman Dağı eteğine taşınması planlanıyor. Bugün bile bazıları
mesken olarak kullanılan çok sayıdaki mağara, insanların çok eski çağlarda yerleştiklerini gösteriyor.


 


Nemrut Dağı: En muhteşem gün doğumu

Adıyaman’ın Kahta ilçe sınırları içindeki Nemrut Dağı, dev heykellerin ve anıt mezarın yanı sıra, dünyanın en
muhteşem gün doğumu ve gün batışının seyredilebildiği yer. UNESCO’nun Dünya Kültür Miras
ı olarak ilan ettiği Nemrut Dağı, Kommagene Uygarlığı eserleriyle Türkiye’nin en önemli milli parklarından.
Dev heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale, Karakuş Tepesi ve Cendere
Köprüsü, Milli Park sınırları içerisinde yer alıyor. Helenistik dünyadan günümüze ulaşan en önemli ve zengin anıtlardan.


 


Divriği Ulu Cami: Mukaddes Emanetler gibi saklanmalı

UNESCO’nun 1985’te Dünya Mimari Mirası’na dahil ettiği Sivas-Divriği Ulu Cami, 1228’de Mengücekoğulları
hükümdarı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından yaptırıldı. Başmimarı Ahlatlı Hürremşah.
Bitişiğindeki Darüşşifa (hastane) ise Ahmet Şah’ın eşi ve Behram Şah’ın kızı Melike Turan Melek tarafından
yaptırıldı. Hastanede ruh hastalıkları müzik ve su sesiyle tedavi edilirdi. 16 sütunlu cami, 23 tonoz ve iki kubbe ile örtülü.

Mihrabın biçim ve bezemelerinin Anadolu’da başka örneği yok. Türkiye’nin restorasyon duayeni
Doğan Kuban, Ulu Cami’ye 40 yılını vermiş. "Eşi yok. Heykel gözüyle bakmak lazım. Müzeye kaldırılması
gerekiyor ama sığmaz. Topkapı Sarayı’ndaki Mukaddes Emanetler gibi saklanmalı."


 


Pokut Yaylası: Doğu Karadeniz yaylalarının en güzeli

Jüri üyemiz Nergis Yazgan’ın önerilerinin başında Pokut Yaylası vardı. Yazgan için Pokut,
Doğu Karadeniz yaylalarının en güzeli ve bozulmamışlarından. "Bitki örtüsü çok çeşitli. Yürüme yolu da var.

Tipik yayla hayatını barındırıyor. Yayla evleri ananevi haliyle kalmış ve Çamlıhemşinliler hálá kullanıyor.
Asfalt yol yapılmamalı. Çünkü Ayder, bu yüzden betonlaştı, bozuldu" diyor. Pokut sırtının güney
yamacına kurulmuş yayla evleri, zaman zaman Meğo ve Ayder Vadisi’ne biriken
yer dumanı sayesinde bulutların üzerine dizilmiş inci tanelerini andırıyor.


 


Ağırnas Mimar Sinan Evi: Doğduğu evden ilham aldı

Mimar Sinan, 1489’da Kayseri’nin Melikgazi İlçesi’ne bağlı Ağırnas Beldesi’nde doğdu. Doğduğu ev,
Ağırnas Belediyesi ile ÇEKÜL Vakfı’nın işbirliğiyle restore edildi, 9 Nisan 2007’de ziyarete açıldı. İki katlı
evin altında yedi kat aşağıya inen yeraltı şehri bulunuyor. Evin orta katı 1939, üst katıysa 1951’de tamamlanmış,
bu görünenin altındaysa Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinin izleri birbirini
izlemekte.

Faruk Göksu "Ermeni klasik mimari eseri olan Ağırnas yerleşiminde müthiş taş kemerler var.
Sinan’ın bu kemer ve taş iş işçiliğinin içinde büyümesinin, mimarlığında çok etkili olduğu söylenir. ÇEKÜL Vakfı
restore etmeseydi, bu şaheser ortaya çıkmayacaktı" diyor


 


Aspendos Antik Tiyatrosu: Akustiği hâlâ bir sır

Aspendos, Antalya-Serik’in 8 kilometre doğusunda, M.Ö. 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulan bir Antik
Çağ kenti. Önemli bir ticaret yolu üzerinde olduğu ve Köprüçay Irmağı ile limana bağlandığı için her
çağda ele geçirilmek istenen bir kent. Buradaki açık hava tiyatrosu.

Roma İmparatoru Marcus Aurelius zamanında Mimar Zeno tarafından 2. yüzyılda yapılmış.
17 bin kişilik tiyatronun mimari özelliğiyle sağladığı mükemmel akustik hálá bir sır. 13. yüzyılda Selçuklular burayı
kervansaray olarak kullanmış ve bir kemerle kuzey tarafını sağlamlaştırmışlar.


 


Çanakkale ve İstanbul Boğazları: Bir milyon yıl önce de önemliydiler

Özcan Yüksek, "Boğazlar stratejik ve güzeldir ama dünyada arka arkaya iki boğazın örneği yok" diyor.
Asya ile Avrupa kıtası boğazlarda birleşir, iki iç deniz; Karadeniz ve Akdeniz boğazlarla birbirine
bağlanır. Tarih boyunca Afrika ve Asya’dan gelenlerin Avrupa’ya geçme yolları olur.

 


Çanakkale ve İstanbul Boğazları: Bir milyon yıl önce de önemliydiler

İstanbul Boğazı’nın uzunluğu 30 kilometre. En geniş bölümü Anadolu Feneri ile Rumeli Feneri arasında (3600 metre);
en dar yeri Anadolu Hisarı ile Rumeli Hisarı arasında (760 metre.) En derin yeri
Bebek’le Kandilli arasında (120 metre.) Birinci Dünya Savaşı’nda büyük bir
savaşın mekanı olarak da tarihe geçen Çanakkale Boğazı’nın ise en derin noktası 167 metre

 


Süleymaniye Cami: Mimar Sinan’ın yedi yılda yaptığı şaheser

İstanbul’un en görkemli camiini Mimar Sinan’a Kanuni Süleyman ısmarladı. 1550-1557 arasında tamamlandı.
Avluyu çevreleyen büyük komplekse okullar, kütüphane, hamam, aşevi, kervansaray, hastane
ve dükkánlar yaptı. Süleymaniye’nin dış güzelliğini en iyi biçimde görmek için uzaktan,
Haliç’in Galata kesiminden bakmak gerekiyor. Dört minaresi olan caminin esas mekánını büyük bir
kubbe örtüyor. İçerideki en göz alıcı yer, mihrap duvarındaki renkli motiflerle süslü vitraylar.
Arka avlusunda Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın türbeleri bulunuyor. Bir uçtaki mütevazı mezar ise
Mimar Sinan’a ait.



 
KUZFINDIKLI METEHAN
 
İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

kuzfindiklimeto14.tr.gg
atarz9.gif

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

TÜRKİYE PLAKALARI


01 ADANA
02 ADIYAMAN
03 AFYON
04 AĞRI
05 AMASYA
06 ANKARA
07 ANTALYA
08 ARTVİN
09 AYDIN
10 BALIKESİR

11 BİLECİK
12 BİNGÖL
13 BİTLİS
14 BOLU
15 BURDUR
16 BURSA
17 ÇANAKKALE
18 ÇANKIRI
19 ÇORUM
20 DENİZLİ

21 DİYARBAKIR
22 EDİRNE
23 ELAZIĞ
24 ERZİNCAN
25 ERZURUM
26 ESKİŞEHİR
27 GAZİANTEP
28 GİRESUN
29 GÜMÜŞHANE
30 HAKKARİ

31 HATAY
32 ISPARTA
33 İÇEL
34 İSTANBUL
35 İZMİR
36 KARS
37 KASTAMONU
38 KAYSERİ
39 KIRKLARELİ
40 KIRŞEHİR

41 KOCAELİ
42 KONYA
43 KÜTAHYA
44 MALATYA
45 MANİSA
46 KAHRAMANMARAŞ
47 MARDİN
48 MUĞLA
49 MUŞ
50 NEVŞEHİR

51 NİĞDE
52 ORDU
53 RİZE
54 SAKARYA
55 SAMSUN
56 SİİRT
57 SİNOP
58 SİVAS
59 TEKİRDAĞ
60 TOKAT

61 TRABZON
62 TUNCELİ
63 ŞANLIURFA
64 UŞAK
65 VAN
66 YOZGAT
67 ZONGULDAK
68 AKSARAY
69 BAYBURT
70 KARAMAN

71 KIRIKKALE
72 BATMAN
73 ŞIRNAK
74 BARTIN
75 ARDAHAN
76 IĞDIR
77 YALOVA
78 KARABÜK
79 KİLİS
80 OSMANİYE
81 DÜZCE







sitene ekle
İSİMLER SÖZLÜĞÜ
İsim Sözlüğü

DUYURULAR
 
Duyuru Panosu
SİTEME VAKİT BULDUKÇA YENİ ŞEYLER ATIYORUM
İSTEDİĞİNİZ BİRŞEY VARSA LÜTFEN ANKETLERE KATILINIZ VEYA MESAJ OLARAK GÖNDERİNİZ
UMARIM EĞLENİYORSUNUZDUR KUZFINDIKLI METEHAN SUNAR
SİTEMİ TERCİH ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
KUZFINDIKLI METEHAN
 

 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol